Batı AsyaTüm Haberler

Siyonist İşgal Ordusu, Askeri ve Psikolojik Açıdan Çöküyor!

Uzun yıllar Siyonist medya ve bazı Arap medya organları İsrail ordusunun bölgedeki en güçlü askeri gücü olduğu efsanesini yaydılar. Ancak sahada yenilgiler aşamasından birkaç hafta sonra işgal edilmiş topraklarda bir dizi gelişmeye tanık olduk. Bu gelişmelerde, işgalci Siyonist ordusunun yenilgisinin onlar için manevi yenilgi aşamasını getirdiğini gösteriyordu.

Uzun yıllardır Siyonist medya organları ve bazı Arap medya organları, İsrail ordusunun bölgedeki en güçlü askeri gücü olduğunu göstermek için yalan haberleri piyasaya servis ediyorlar. Bu bağlamda, video kesitler üreterek bu iddialarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Aynı şekilde Filistin halkını korkutmak ve dolayısıyla topraklarını işgal etmeyi kolaylaştırmayı amaçlıyorlar. Ancak 33 gün savaşı, ve arkasından gelen 22 gün savaşı ve çok sayıda önemli askeri gelişme bu uydurma efsaneleri düşürüyor.

Ancak sahada yenilgiler aşamasından birkaç hafta sonra işgal edilmiş topraklarda bir dizi gelişmeye tanık olduk. Bu gelişmelerde, işgalci Siyonist ordusunun yenilgisinin onlar için manevi yenilgi aşamasını getirdiğini gösteriyordu. Bu yeni aşamada Lübnan Direnişi’nden ve bir üyesi öldürüldükten sonra Hizbullah’ın intikamına karşı Siyonistlerin korkusu ikiye katlandı. Bu korku, kamuoyunun hayal edebileceğinden çok daha büyüktü.

Bir Lübnan Hizbullahı üyesinin Suriye’de İsrail saldırısında şehit edilmesinin ardından Lübnan’ı intikamı kabusu korkusuyla, Siyonist ordunun günlerdir uykuları kaçıyor.

Siyonistler hayalet bir orduyla savaşıyor

Hizbullah savaşçılarından Ali Muhsin, Şam havalimanı yakınlarında İsrail’in hava saldırılarında şehit edildi. Siyonistler bunun sonucu olarak güçlerini işgal altındaki Şeba çiftlikleri ve Golan yükseklerindeki bazı bölgelerden, Hizbullah’ın intikamı korkusuyla geri çekti. Ancak 27 Temmuz günü öğleden sonra Lübnan Hizbullahı ile İsrail güçleri arasında sınır yakınında çatışma haberleri servis edildi. İsrailliler, Hizbullah üyesi 4 ya da beş grubun işgal edilmiş topraklara sızdığını iddia etti. Tel Aviv’e yakın bazı kaynaklar, Hizbullah’ın İsrail’in tanklarına yönelik füze fırlattığını öne sürdü.

Bu noktada Siyonistler arasında çelişki yaşandı. İşgal edilmiş topraklardaki haber kaynakları, Hizbullah unsurlarının şehit edildiğini öne sürerken bazı kaynaklar ise kaçtıklarını iddia etti. işgal edilmiş toprakların sınırındaki duruma hakim olan siyasi gözlemciler, Siyonistlerin bölgede büyük bir gözlem sistemi olduğunu ve sınırda herhangi bir müdahalenin olması durumunda kaydetmesi ve belgelenmesi gerektiğini iyi biliyorlar.

Bu olaya ilişkin şimdiye kadar İsrail tarafından herhangi bir belgeleme olayı gerçekleşmedi. Bu olay sırasında İsrail ordusu savunma atışları sebebiyle sınırdaki yerleşimcilerden bazı evlere verilen hasardan dolayı özür diledi.

Lübnan Direnişi de olaydan birkaç saat sonra bir bildiri yayımlayarak, Hizbullah’ın bu bölgede hiçbir operasyona girmediğini ve İsraillilerin kendi kendilerine çatıştıklarını açıkladı.

İsraillilerin insansız hava aracı İsrailliler tarafından hedeflendi

İkinci bir olay ise 7 Ağustos Cuma günü gerçekleşti. İsrailli haber kaynakları ordularının Cebel Eş-Şeyh bölgesinde insansız araç düşürdüğünü duyurdu. Bu operasyonda Lübnan’dan Golan’a gelen insansız bir aracın düşürüldüğünü açıkladı ancak daha sonra uçağın da onlara ait olduğu ortaya çıktı.

Bu askeri skandalın duyurulmasından önce, Siyonistlere ait bazı sosyal medya araçları, Siyonist rejimin radar ve gözetleme sistemlerinin insansız hava araçlarını tespit ve takip etme başarısını büyük bir sevinçle duyurdular.

Olayın ilk saatlerinde bölgedeki Siyonist yerleşim birimlerinde füze uyarı sirenleri çaldı ve İsrail ordusu sirenlerin çalınmasının, bir insansız araç tarafından yapılan ihlale inandıklarından kaynaklandığını, füze saldırısı olmadığını açıkladı.

İsrail’in demir kubbe ve erken uyarı radar sistemleri, son yıllarda defalarca hatalı siren sesi çaldı. Hatta bir keresinde demir kubbe sisteminin radarı hedefi hatalı teşhis etti. Söz konusu radar, 12,7 mm ağırlığındaki ağır makineli tüfek mermilerini yanlış teşhis etti ve bunu bir füze saldırısı olarak tanımladı.

İsrail füzelerinin yerleşimcileri hedeflemesi

Geçtiğimiz hafta sonunda Gazze Şeridi’ndeki Filistinli savaşçılar ile Siyonistler arasında çatışmalar yaşandı. Bu yeni çatışmalar sırasında Filistinliler ilk günlerden itibaren yanıcı madde ile doldurulmuş balonları işgal edilmiş topraklardaki Siyonist yerleşime doğru uçurdular. Bu durum işgal edilmiş toprakların birçok bölgesinde yangınlara sebep oldu. Buna cevap olarak, Siyonistler Gazze’ye hava saldırısı düzenledi. Tam bu sırada İsrail’in füzelerinden biri teknik arızaya uğrayarak Gazze yakınlarındaki Eşkol kasabasında küçük bir depoya isabet etti.

O gün işgal edilmiş bölgede meydana gelenler, Siyonist ordunun yaşadığı gerginlik durumunu göstermektedir. Bugün, İsrail ordusunun yaşadığı korku halinden sonra, Lübnan Hizbullahı ya da Filistin Direnişinden gelebilecek bir saldırı olasılığına karşı her an korkuları daha da büyüyor. Siyonist ordu artık sakinliğini ve düzenini koruyamaz hale geldi. Aralarındaki psikolojik baskı ve gerilim, Batılıların anlattığına göre Ortadoğu’nun en güçlü ordusunun hayalet bir ordu ile savaşa sokacak ve kendi kendine ateş açacak duruma getirdi.

Son yıllarda Siyonistlerin moral ve manevi durumu hakkında istatistikler

Bundan tam iki yıl önce, yani 2018 yılı Ağustos ayında İsrailli Haaretz gazetesi, İsrailli askerlerin morali ve motivasyonu hakkında bir haber yayımladı. Habere göre 2017 yılında İsrail ordusunda psikolojik hizmetler biriminde askerlerler ile subaylar arasında yaklaşık 47 bin seans yapıldı. Bu oturumlar 2013 yılına kıyasla 2 bin 500 kat arttı.

Geçtiğimiz yıl, İsrail medyası İsrail ordusunun eski Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi’nin askeri hizmet sırasında artan firar eylemlerine karşı uyarıda bulunduğunu aktardı. Aşkenazi, durum böyle devam ederse orduda çok az sayıda İsraillinin kalacağını söyledi. Haaretz gazetesi de 2010 yılında yaptığı bir yayında, 9 yıl sonra 2019 yılında İsraillerin dörtte birinin askeri hizmetten kaçacağı öngörüsünde bulundu.

Yediot Ahrınıt gazetesi ise, 2019 yılının sonlarında İsrail ordusu insan kaynakları müdürü Muti Amoz’un İsrail ordusundaki tüm ruh sağlığı görevlilerine “Akli sağlık muafiyetlerini azaltmak için atılacak adımlar” başlıklı bir mesaj gönderdi. Habere göre söz konusu mesajda, 2020 yılında askere alınmaya başlanmasıyla birlikte İsrail ordusu ruh sağlığı sorunları nedeniyle başta erkekler olmak üzere pek çok genci askerlikten muaf tutmaktan rahatsız oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir