Sözde ‘Barış Anlaşması’yla resmen Karabağ’ın işgali tanındı! Paşinyan: Anlaşma olmasaydı, Hankendi düşerdi

Ermenistan başbakanı Azerbaycan Cumhuriyeti ile Barış Antlaşması imzalanmasaydı Hankendi’nin düşeceğini söyledi.

İSNA’nın  bildirdiğine göre Ermenistan başbakanı Paşinyan yaptığı açıklamada, ”  Hankendi’yi korumak için Ağdam, Laçin ve Kelbecer’i verdik  ve eğer bu anlaşma imzalanmasaydı, çatışmalar sürecekti ve bu bölge de büyük ihtimalle Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kontrolüne  geçerdi”  dedi.

Paşinyan açıklamasının devamında barış antlaşması kararı alındığı zaman bu bölgenin direkt tehdit altında bulunduğunu ve Erivan’ın Bakü güçlerini durdurma gücünden yoksun olduğunu söyledi.

Erivan halkı Karabağ Barış Anlaşmasının imzalanmasına itiraz amacı ile dün protesto gösterileri düzenleyerek Paşinyan’nın istifasını istedi.

Karabağ Barış Anlaşması  Moskova yerel saati ile 10 Kasım Salı günü sabah  saatlerinde Karabağ çatışma bölgesinde tüm husumetlerin giderilmesi ve tam ateşkesin sağlanması amacı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin tarafından imzalandı.

---

Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan barış anlaşmasının içeriği belli olduktan sonra anlaşmada geçen maddeler bazı tarafların dikkatini çekti.

Söz konusu anlaşmanın, Karabağ’da Azerbaycan’a teslim edilmesi gereken kentlerin isminin zikredildiği maddesinde; Laçin, Ağdam ve Kelbeçer gibi kentlerin olmasına karşın Karabağ’ın en büyük kenti olan Hankendi’nin boşaltılması gereken kentlere dahil edilmemesi akıllara bazı soru işaretlerini getirdi.

Nitekim, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yaptığı konuşmalarda söylediği “Karabağ’ın tek bir karışından bile vazgeçmeyeceğiz” ve “Bir anlaşma olacaksa eğer, ön şartımız tüm Karabağ topraklarının boşaltılmasıdır” sözleriyle birlikte anlaşma metni dikkate alındığında, Azerbaycan hükümetinin bilinçli olarak geri adım attığı ve Azerbaycan halkında ise sahte bir zafer algısı oluşturulmaya çalışıldığı ortadadır.

Meseleye geniş ölçekte bakıldığında ise, bölge halkları üzerinde şom hedefleri bulunan siyonist ve empreyalistlerin bu krizi hedefleri doğrultusunda kullandıkları ve bölge ülkelerindeki kuklaları aracılığıyla kapalı kapılar ardında aniden hazırlanmış (!) barış anlaşması (!) denen gizli ve sinsi bir planın uygulanmakta olduğu görünmektedir.