Lübnan’daki parlamento seçimlerinin sonuçları hakkında
Lübnan Parlamento seçimleri Pazar erken sabah saatlerinden başladı. Lübnan parlamento seçimleri 718 adayın katılımıyla, 103 liste halinde 15 seçim havzasında ve 128 sandalye için düzenlendi.
Lübnan İçişleri Bakanlığının verilerine göre, ülkede 3 milyon 917 bin kayıtlı seçmenin katılım oranı yüzde 41 oldu.
Lübnan parlamento seçimlerinin sonuçları, Lübnan siyaset sahnesine ilişkin bazı önemli noktaları içeriyor.
Birinci önemli konu, direniş muhaliflerinin taşının baltaya saplanmasıdır. Direniş karşıtları direnişi Lübnan siyaset yapısından uzaklaştırmak için çok para ve çaba harcadı. Batı Asya siyasi meseleler uzmanı Hasan Hanizade bu bağlamdaki açıklamasında Amerika, Arabistan, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Lübnan direnişini silmek için 40 milyon dolar harcadıklarını belirtiyor. Parlamentoda en az 58 sandalye kazanması, Direniş Koalisyonu’nun hala parlamentoda en fazla sandalyeye sahip olduğunu gösterirken, direniş karşıtı projenin başarısızlığına işaret etti.
Önde gelen Lübnanlı bir siyasi analist olan Tallal Atrisi şöyle diyor: Bu seçimde en büyük yenilgiyi Hizbullah’ı ve direniş silahlarını hedef alan, Hizbullah’ı halktan ayırmak ve ulusal düzeyde desteği sağlamak isteyen partiler kazandı. Bu hedeflerin başarısız olduğu ve gerçekleştirilmediği kesin olarak söylenebilir. Amerikalılar ve müttefikleri Lübnan parlamento seçimlerinde en büyük kaybedenlerdir zira Hizbullah, Lübnan seçim yasasına göre tüm Lübnan’da tercih edilerek en çok oyu alan taraf oldu.
İkinci nokta ise, Saad el-Hariri ve El-Mustakbal hareketinin seçimleri boykot ederek mecliste 14 sandalye kaybetmesi ve sandalye sayısının 20’den 6’ya düşmesidir. Bu sonuç, Hariri’yi Lübnan siyaset sahnesinden çıkarmaya devam ederken, yeni Lübnan başbakanının seçilmesini ve ardından kabinenin kurulmasını zorlaştırıyor. Ayrıca el-Hariri’nin Suudi Arabistan başta olmak üzere yabancı aktörler nezdindeki konumu da zayıfladı zira Hariri, Suudi Arabistan tarafından desteklenen tarafların oylarından da yararlanamadı.
Üçüncü nokta ise, Samir Caca başkanlığındaki Lübnan Kuvvetleri’nin koltuklarının artmasıyla birlikte, Caca’nın Lübnan’ın güç yapısındaki rolünün artmasıdır. Güvenlik ve paramiliter geçmişi olan Samir Caca, güçlü bir direniş karşıtı olarak onlarca insanın ölümü ve yaralanmasına sebep olan Ekim 2021 el-Tiyuna olayına karışmıştır.
Eğer Caca, 15 Mayıs seçimlerinden sonra Lübnan’da başlayan yeni gelişmelerde, akılcı davranmaz, şiddet ve yurt dışından emir almaya devam ederse Lübnan daha da siyasi bir çıkmaza girecektir.
Dördüncü nokta, Suudi Arabistan’ın Lübnan parlamento seçimlerinde en büyük yabancı kaybeden taraf olmasıdır. Bir yandan Saad el-Hariri yanmış bir piyon haline gelmişken, diğer yandan Sünnilerin desteğiyle daha güçlü bir seçenek, Lübnan parlamentosuna girmedi.
Lübnanlı siyaset meseleleri uzmanı Cihad Eyyup şöyle diyor: Lübnan seçimlerine en büyük müdahale eden Suudi Arabistan, seçimlerde etkili Sünni kişiyi ortadan kaldırarak, zayıf ve tutarsız partileri seçim sürecine dahil etti. “Riyad, Fuad Siniora’nın tamamen düşmesiyle direnişe karşı savaşı kaybetti.”
Tüm bu sebeplerden dolayı, 24. parlamento seçimlerinden sonraki Lübnan siyaset sahnesinin öncekinden daha karmaşık olacağı görülüyor. Üstelik yeni parlamentoda ülkede geleneksel ve ana akımlar arasındaki çakışmalar daha fazla ve daha aleni hale geleceği tahmin ediliyor.
