ArabistanBatı Asyaİran İslam CumhuriyetiTüm Haberler

İran-Suudi Arabistan anlaşması ile ABD ve İsrail’in Ortadoğu projesinin çöküşü

Uluslararası meseleler uzmanları, İran ve Suudi Arabistan anlaşmasının ve Riyad’ın İran’a yönelmesinin bölge ülkelerinin yeni “Ortadoğu projesinin” başlangıcı olduğuna bölgede ciddi değişimlere yol açacağına inanıyorlar.

Bu uzmanlara göre, İran-Suudi Arabistan anlaşması, bölgenin en büyük siyasi unsurları olan iki taraf arasında olumlu ilişkiler yaratmış ve bu da gergin birçok durumun sona ermesine yol açmıştır. Uzmanlar, bu anlaşmanın, bölgede her zaman hegemonyasını ve nüfuzunu kurmaya çalışan Siyonist rejim ve ABD’nin bölgedeki ana planlarının suya düşmesine zemin hazırlayacağını tahmin ediyor. Uluslararası ilişkiler uzmanları, İran’ın Fars Körfezi bölgesinde olup biten her şeyden haberdar olduğunu ve Siyonist rejimle normalleşme sürecinin İranofobi bahanesiyle yaratıldığını bildiğini, dolayısıyla bölge ülkeleri ile iletişim kurma yolunu seçtiğini belirtiyor. Fars  Körfezi İşbirliği Konseyi , bölgenin güvenlik ve siyasi çıkarları doğrultusunda adımlar atılabilmesi için bölgenin gerçek düşmanlarını göstermek İran’ın da bir başka amacı ve görevidir. 

Siyasi araştırmacılar, Pekin, İran ve Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın son yıllarda meydana gelen en önemli, en belirleyici ve temel olgu olduğuna inanıyor. Siyaset araştırmacılarından ünlü Amerikalı yazar ve gazeteci David Ignatius’un Kissinger’den alıntı yapan kaynaklar Suudi Arabistan’ın İran’a dönme anlaşmasını ve istekliliğini yeni Ortadoğu ve bölgenin yapısal değişimi için başlangıç noktası olarak gördüğünü belirtmektedirler. Siyaset araştırmacıları, “Yeni Ortadoğu” ifadesinin yirmi yıl öncesinden beri kullanıldığına ve Amerika’nın bu projeyi başarmak için birçok savaş başlattığına ve birçok ülkeyi işgal edip yok ettiğine dikkat çekiyor. Yeni Ortadoğu’ya ulaşmak için ABD ve Siyonist rejim fitneler çıkarmaya, dini ve etnik bölünmeler yaratmaya, iç savaşları alevlendirmeye ve çok sayıda yıkıcı terör örgütü yaratmaya başladı. Ancak bugün İran ile Suudi Arabistan arasında varılan anlaşma tüm bu olayları etkisiz hale getirerek Amerikan politikalarının etkisini yok ederek yeni bir Ortadoğu’nun oluşmasına ve bölgenin yeniden inşasına yol açtı.

Siyaset araştırmacıları, bu anlaşmanın iki hükümet arasındaki ilişkilerin ötesinde ilişkilerin daha fazlası olduğunu vurguluyor. Daha önce bölgede iki farklı akım birbirine karşı mevzi tutmuşken, şimdi bu iki akım birleşerek tek bir politika olmak üzere birbirine yaklaşmıştır. Bu konunun İran ile bölge hükümetleri arasındaki ilişkiler üzerinde net bir etkisi olmuştur ve bunun tezahürü, İran ulusal güvenlik yüksek konseyi genel sekreteri Ali Şemhani’nin BAE gezisi ve Bahreyn, Kuveyt ve diğer bölge ülkelerinin yetkilileri ile görüşmesi olmuştur. Arap milletlerinin bu anlaşmayı kabul etmesiyle ilgili olarak siyaset araştırmacıları ve uzmanları, Arap milletlerinin sabırsızlıkla bu anlaşmayı beklediklerini belirtmektedirler.  Siyonistlerin kendilerini istismar etmelerine neden olan akımlar bu şekilde Arap dünyasına sızmış ve normalleşmeyi teşvik etmişlerdi, ancak şimdi tüm planları çökmek üzeredir. Araştırmacılar, İran ile Suudi Arabistan arasında varılan anlaşmadan İsraillilerin büyük memnuniyetsizliğine işaret ederken, artık Fars Körfezi bölgesinde normalleşme izlerinin kalmadığını ve Siyonist rejimin rolünün artık planlarına göre ilerlemediğini vurguluyor. Araştırmacılar, bölgedeki Müslüman devletlerin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptığını, düşmanların Müslümanların birliğini bozma çabalarına engel adımlar atıldığını da belirtmektedirler. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir