Avrupaİran İslam CumhuriyetiTüm Haberler

İran’ın Petrol Tankerine El Konulması ve İngiltere’nin Amerika Güdümündeki Tehlikeli Oyunu

İran’a ait bir tankerin Suriye rotasında iken İngiltere Deniz Kuvvetleri tarafından Cebelitarık boğazında yasa dışı bir şekilde el konuldu.

İngiliz kaynaklar Perşembe günü yaptıkları açıklamada, İran tankerinin, 2011 yılından beri Amerika ve AB tarafından Suriye’ye yönelik uygulanan yaptırımları ihlal ettiğini iddia ettiler.

Cebelitarık Özerk Hükümet Başkanı Fabian Picardo, sabahın ilk saatlerinde Cebelitarık liman görevlileri ve ona bağlı memurların yasayı uygulayarak sahil güvenlik ekiplerinin yardımıyla Suriye’ye ham petrol götüren bir tankeri durduklarını, tanker ve yükünün alıkonulduğunu bildirdi.

İran tankerinin hangi deniz rotası ve yasal bir şekilde hangi ülkeye doğru hareket halinde olma konusu bir yana, İngiliz deniz kuvvetlerinin, uluslararası sularda hareket halinde olan bir tankere el koyarak durdurması ise “deniz korsanlığı” şeklinde tabir ediliyor.

İngiliz deniz güçlerinin, Amerika’nın isteğine dayalı kendi başına buyruk bir şekilde İran tankerine el koyası, aslında dünyada tehlikeli bir bidatın başlangıcı sayılıyor.

Uluslararası sularda illegal ve zorbacı girişimler ve kararların alınması ile uygulanan bu siyasetlerin devam etmesi artık deniz korsanlığı çerçevesinde tanımlanmaz, böylece İngiltere gibi resmi oyuncular da artık korsanlığa yönelmiş olacaklardır.

İran İslam cumhuriyeti dışişleri bakanlığı sözcüsü Seyid Abbas Musevi, Perşembe akşam saatlerinde İngiltere’nin Tahran büyükelçiyi, İran tankerine Cebelitarık boğazında el konulması ile ilgili dışişleri bakanlığına çağırarak, “İran tankerine el konulmasının yasa dışı, gerginlik oluşturan ve tehlikeli bir bidat olduğunu” söyledi.

Sınırlar ötesi yaptırımların uygulanması, Amerika’nın İran’a karşı aldığı yasadışı karardır ve İran’a ait tankerin Cebbelitarık boğazında durdurularak el konulması ise İngiltere’nin bu yıkıcı siyasete boyun eğmesi anlamındadır.

Amerika, 5+1 grubu çerçevesinde bizzat imzası olan nükleer anlaşmadan 8 mayıs 2018 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeksizin illegal bir şekilde çekilmesi ardından BMGK 2231 sayılı kararını çiğneyerek İran’a karşı nükleer olan ve olmayan yaptırımları tekrar uygulamaya başladı, üstelik diğer ülkeleri de tehdit ederek, bu yaptırımları haklı çıkartmaya çalışıyor.

İngiltere’nin Amerika’nın sınır ötesi yaptırımları onaylaması ise, daha önce AB’nin bu yaptırımlara karşı çıkarak ona muhalefet ettiği bir ortamda gerçekleşiyor. Yıkıcı ve tek yanlı eylemler dünyada kanun egemenliğine hiçbir yardımda bulunmazken sırf gerginliklerin artması ve yoğunlaşarak devam etmesine sebep oluyor.

İran petrol tankerinin İngiltere deniz kuvvetlerinde el konulması ve Londra’nın bu “deniz korsanlığını” onaylayarak destek çıkması ise Avrupa’nın Amerika karşısında aciz olduğunu ve tek başına bağımsız olarak karar alamayacağını gösteriyor.

Bunlara ilaveten İran petrol ticaret sürecine sabotaj uygulamak ise İran’ın Bercam nükleer anlaşmadaki ekonomi menfaatlerden yararlanmak ile ilgili Avrupa tarafından ilan edilen siyasete de aykırıdır.

Bercam uyarınca İran kendi petrolünü hiçbir sorun olmaksızın satmaya ve parasını da İran’a aktarmaya hakkı vardır. Bu döngünün garanti edilmesi ise İran ve Avrupa arasındaki özel mali mekanizması INSTEX’e anlam kazandırıyor.

İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de Çarşamba günü bakanlar kurulu toplantısında vurguladığı üzere “içi boş bir INSTEX” hiçbir işe yaramaz ve İran’ın sattığı petrol parasının İran’a dönüşü Avrupa tarafından garanti edilmelidir.

Avrupa’nın INSTEX’in gölgesinde durduğu ve Bercam’a destek verdiği şu günlerde, İngiltere’nin İran petrol tankerine Cebelitarık boğazında ve doğru bir rotada seyir halinde iken el koyması ise başka bir anlam taşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir