Hasan Ruhani: Trump’ın Boş Hayalinin Gerçekleşmesini Önledik!
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, “Trump, nükleer anlaşmadan çekilerek İran’ın dosyasını BM Güvenlik Konseyi’ne götürmeye çalıştı, fakat aldığımız tedbirlerle Trump’ın boş hayali gerçekleşmedi” dedi.
Bugün bakanlar kurulu toplantısında konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilme kararını eleştirerek, “8 Mayıs’ın arifesindeyiz. 8 Mayıs, İran halkına yönelik otoriter bir rejim tarafından uygulanan ve tarihte benzeri görülmemiş baskı ve yaptırımların başlangıç tarihidir. İki yıl önce, tüm uluslararası yasaları ve düzenlemeleri aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararını da ihlal eden Donald Trump, nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkça dile getirdi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Ruhani, “Barack Obama ile inat eden Donald Trump, nükleer anlaşmadan geri çekilerek İran’ın dosyasını BM Güvenlik Konseyi’ne götürmeye çalıştı, fakat aldığımız tedbirlerle Trump’ın boş hayali gerçekleşmedi” değerlendirmesinde bulundu.
İran’a yönelik uygulanan silah ambargosunun uzatılmasının korkunç sonuçlara yol açacağı uyarısında bulunan Ruhani, “İran, BMGK’nin 2231 sayılı kararının ihlal edilmesini kabul etmeyecek, çünkü silah ambargosunun kaldırılması İran’ın hakkı” açıklamasını yaptı.
Ruhani sözlerine şöyle devam etti:
“Amerikalılar son aylarda ayıldılar ve nükleer anlaşmadan çıkmakla büyük bir hata yaptıklarını fark ettiler. Şu anda şaşkın durumdalar ve böyle devam ederlerse silah ambargosu kalkacak. İsrail, Suudi Arabistan ve ABD’deki aşırılık yanlıları bizzat kendileri Trump’a yanlış yaptıklarını söyleyecekler. Amerika için nükleer anlaşma bitmiştir. Fakat tekrar talep ettiği takdirde biz yeniden kabul edersek ve tüm hatalarını telafi edip yaptırımları bir kenara bırakırsa mümkün olabilir”
Washington yönetimi Başkan Donald Trump’ın isteğiyle, nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018’de çekildiğini açıklamış ve İran karşıtı yaptırımları yeniden uygulamaya başlamıştı.
Bunun üzerine İran, Washington’ın başlattığı ekonomik yaptırımlar nedeniyle anlaşmanın öngördüğü çıkarlarına ulaşamadığını bildirmiş; bu anlaşmaya taraf ülkelerden (Rusya, Çin, İngiltere, Almanya ve Fransa) söz konusu çıkarlarını temin etmelerini isteyerek, taleplerinin yerine getirilmemesi üzerine nükleer taahhütlerini azaltacağını açıklamıştı.
